Bu videoyu izleyince insanın hayranlık duymaması imkansız… Bir robotun kapı açma hareketlerini izleyelim. Nasıl da mukavemet gösteriyor bir canlı varlık gibi!

Hareketleri nasıl da orijinal şekilde yapıyor değil mi? Nasıl üretilmiştir acaba?

İki ihtimali düşünelim:

Birinci ihtimal; robot önceleri bir atomdu. Bu atom zamanla diğer maddelere dönüşerek kendiliğinden demir, alüminyum, titanyum, bakır gibi maddelere dönüştü. Bu maddeler bulundukları ortamın ihtiyaçlarına ve koşullarına uyum sağlamak için farklı şekillere bürünerek yeni yapılar oluşturdu. Örneğin bulunduğu ortamın sıcaklığı çok fazla olduğu için bu maddeler bir araya gelerek soğutma sistemi üretti, dış yüzeyinin darbelere dayanıklı olması için sağlam bir yapıya dönüştü. Etrafın renklerine uyum sağlamak için sarı rengi oluşturdular. Bu bahsedilen olaylar kendiliğinden ve tamamen ortam koşullarının etkisiyle oluştu. Kapı gibi bir engel vardı ve robot bulunduğu şartların gereği olarak bu engeli aşması için ihtiyacı olan kolu oluşturdu. Böylelikle bu robot şu gördüğümüz hale geldi.

…

İkinci ise; bu robot belli bir amaca yönelik olarak bir akıl sahibi tarafından üretildi. Bu akıl sahibi bu robotu üretmek için hangi malzemeye ihtiyacı olduğunu belirledi. Robot için gerekli olan mekanizmaları düşündü. Adımlarını, bakışlarını, gördüklerini analiz etmesini sağlayacak sistemleri planladı. Kapıyı açması için gerekli bir kol mekanizması tasarladı. Bu robota kendisinden bazı özellikler verdi. Bakanların güzel görmesini sağlamak için uygun bir renk seçti. Birisi, bütün bunları yaparken en baştan beri ne yapması gerektiğini bilerek (robotu yapmak için gerekli tüm bilgileri almış ve kullanmasını bilerek) ve her adımını tasarlayarak planlayarak yaptı.

İkinci ihtimal akla daha uygun geliyor değil mi? Acaba birinci ihtimal olabilir diyen var mıdır? Varsa lütfen yorum alanından gerekçelerini de paylaşabilir mi, belki farklı bir bakış açısı elde ederiz.

Fakat birinci ihtimali seçmek en azından onu tasarlayan ve üreten kişilere hakarettir… Verilen emeğe saygısızlık olur… Aklın ve insafın gereği, birisi bu robotu tasarlamış ve biraraya getirmiş olmalıdır.

Robotun kapıyı açması engellenmesine rağmen, bir insan gibi mukavemet gösterip hedef odaklı hareket etmesi, nasıl da bir insana, bir canlıya benzediği düşüncesini akıllara getiriyor.

Allah Resulü sallallahu aleyhi we sellem Efendimizin sabah ve akşam namazlarından sonra okumayı tavsiye ettiği Haşr suresinin son üç ayeti okunurken 24. ayete gelindiğinde daha önce bir arkadaşımın yolladığı bu video aklıma geldi.

Ayet şöyle diyor:

Ayetlerde Allah’ın Halık, yoktan var eden; Bari, emsalsiz, örneksiz olarak yaratan; Musavvir, şekil veren isimleri geçerken; bu robotu nasıl birileri planlayıp, tasarlayıp, düşünüp meydana getirdi ise bizi de bu kainatı da Biri planlayıp tasarlayıp var etti diye bir düşünce oluştu ve işte ayet de tam da bunu söylüyor dedim; O, kainattaki herşeyi yoktan var etti (el-Halık), çünkü ilk başta yoklardı, O onları var etti. İlk örnekleri, prototipleri yoktu (bir önceki cümleden alıntıyla) çünkü zaten yoklardı, ve O onları bir emsal, örnek olmadan var etti (el-Bari), sonra onlara şekil verdi (el-Musavvir) ve şekillerini de uyumlu güzel yaptı.

İnsan gibi mükemmel bir mekanizmayı ve bu tüm canlı cansız sistemlerin birbirleriyle uyumunu yaratması, sadece bu üç yaratma özelliğine değil bu özelliklerin yanında en üstün özelliklere de (Herşeyi, tüm ilimleri Bilen, Öncesi ve Sonrası Olmayan, Büyük Güç Sahibi, İstediğini Yapabilen ve Yaptırabilen, Hayat Sahibi, Herşeyi Gören, Duyan ve buraya sığdıramayacağımız bir çok özelliğe, sıfata; yani en güzel isimlere) sahip olması gerektiğini gösteriyor ve ayet “lehul esmaul husna” ifadesiyle bunlara sahip olduğunu söylüyor. O öyle güzel ve öyle mükemmel sıfatlara sahiptir ki yaratıp, idare ediyor, geldikleri yeri ve gidecekleri yeri biliyor.

Ayet devamında, bu kainattaki canlı cansız tüm varlıklar böylelikle O’nu anar, O’nu söyler ve O’nun şanının ne kadar yüce olduğunu lisanı halleriyle -var oluşlarıyla- dile getirirler (ayetteki ifadeyle “yusebbihu lehu ma fissemavati wel erd“) tesbih ederler diyor. Ve bu kadar mükemmel bir kainat ve sistemler bütününü oluşturanın, herşeye galip ve üstün olduğunu ve bunları da bir amaca, hikmete göre var ettiğini hem ayetin son cümlesiyle (we huwel azizul hakim) hem de her biri birer ayet olan bu kainattaki canlı cansız tüm varlıklarla bizlere bildiriyor. Onların varlıkları, onların boşu boşuna yaratılmadıklarına işaret etmektedir.

Allah bizlere varlık amacımıza uygun olarak yaşayabilmeyi nasip etsin… Amin.