Arşı yüklenen meleklerin söyledikleri bir söz geçen gün dikkatimi çekti: وَقِهِمُ ٱلسَّيِّـَٔاتِۚ… Mümin suresinde geçen bu sözü, imam okurken bir an dikkatimi celbetti, tanıdık, sevindirici ve şaşırtıcı geldi. Şu şekilde geçiyor ayette:
Bir melek niye dua etsin ki diye sordum içimden… Hele bir de başka bir işi varken, ve hatta Allah’a en yakın konumda ve Arş-ı taşımak gibi en büyük bir görevi varken… Böyle bir görevdeyken olabilecek en güzel işlerden ve hallerden biri sana verilmişken kötülük yaptığını bildiğin biri için niye dua edesin ki… yani o melek yerinde olsa insan öyle düşünse… Rabbine yakın ve çok önemli ve büyük bir iş yapıyorsun, o haldeyken kan dökeceğini ve fesat çıkaracağını düşündüğün bir varlık için niye dua edesin ki…
Bu düşünceyi uyandıran başka bir mesele de şu hadis; kim sabah üç defa “أَعُوذُ بِاللَّهِ السَّمِيعِ الْعَلِيمِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ” dedikten sonra Haşr suresinin son üç ayetini okursa Allah onun için akşama kadar istiğfar dileyen yetmişbin melek tayin eder, o gün ölürse şehit olarak ölür, akşam okursa sabaha kadar aynı hal üzere olur.
Yani Allah zaten özel olarak dua eden melekler tayin ediyor, Arş’taki melekler daha niye dua etsin..?
Allahu Ekber!
Allah önem verdiği ve kıymetli kıldığı için olabilir mi?
Bir hadiste diyor ya, kul tövbe ettiğinde Allah’ın sevinci, devesini çölde kaybedip sonra tüm ümidini yitirdikten sonra onu aniden karşısında bulan kişinin sevincinden daha fazladır. İşte böyle de düşün, senin tövbe etmen ve O’na yönelmen ne kadar önemlidir Allah için…
İnsanın aklına şu geliyor; sanki Allah sevincini meleklere bildirmiş ve onların hepsi de bu sevinçten pay almaya çalışıyorlar gibi… Allah’ın sana verdiği değeri görüp biliyorlarmış gibi o büyük işlerinin yanında dua ediyorlar: “Allah’ım onları kötülüklerden koru, cennetine al, onları ve sevdiklerini, yakınlarını..” diyorlar.
Sanki Arş-ı A’la’da bu konu konuşuluyormuş gibi… Allah öyle bir gündem, öyle bir ortam yaratmış gibi… sanki herkes tevbe eden ve Allah’ın yoluna tabi olan iman sahiplerini ve onların Allah’a yönelişini konuşuyor orada! Mukarrebun (en yakındaki) meleklerin hamd ve tesbih gibi kainatın varlığına anlam katan fiiller yaparlarken müminler için dua da etmesi insanda bu düşünceyi uyandırıyor. Orda bu mesele konuşuluyor demekki diye aklından geçiriyor.
İşte gör bak, Allah’a tövbe eden ve yönelen iman sahiplerinin Allah katında nasıl önemli ve değerli olduğunu, onların iyiliğini ve hayrını düşünmenin Arşı yüklenme görevinin yanında mutlaka yapılası bir iş olacak kadar nasıl da kıymetli olduğunu bir tahayyül et…
Burada sanki diyerek anlattığım tahmini cümlelere bakarak değil.. hadislerdeki muazzam ifadelere ve ayetin içeriğine bakarak iman etmenin ve Allah’ın yolunda olmanın değer ve kıymetini bir tahmin et…
Ayrıca dua edebilmek sevgi ister, sevebilmelisin ki dua edebilesin… Sevmese böyle dua eder mi hiç.. onun hayrını ister mi.. öyle bir makamda ve konumda… ve üstelik (tövbe eden yani) hata etmiş kusur işlemiş kişiler için…
Ayeti bütünüyle düşününce ettikleri duada sanki şöyle diyorlar:
Ya Rabbi Senin rahmetin biliyoruz geniştir herşeyi kuşatır ve Sen zaten biliyorsun her ilmi ve onların halini ve bizim duamızı da.. Allah’ım bak onlar vazgeçtiler yaptıkları kötülüklerden yani tevbe ettiler/ediyorlar Allah’ım bak onlar Senin yoluna tabi olmuşlar, başka yolları bırakmış Sana yönelmiş ve dertleri Senin yolunda çaba sarfetmek, o yolda kalmak, o yolda muvaffak olmak ve o yolda ölmek… zaten biliyorsun ya Rabbi ama biz yinede söylüyoruz Senin sonsuz rahmetinden ümit kesmeyip istiyoruz, o herşeyi kuşatan rahmetinden.. onları o en büyük kötülük olan cehennemden koru, evet karar Senindir üstün olan ve daima galip gelen yani Aziz olan Sensin ve hüküm her daim Senindir, Hakimsin… bize bir şey söylemek düşmez fakat Allah’ım onları koru ve ailelerinden onlara tabi olan, onlar gibi olmaya çalışanları da bağışla… onlar için hazırladığın o güzel cennetlere koy onları, hani o cennetler ki Resulün anlattı, Allah size cennet vaad ediyor, öyle cennetler ki, küçücük bir ışıltısı dünyaya inse tüm karanlıkları yok edecek kadar güzel olan cennetler diye tarif ettiği o en güzel yerlere koy onları…
Bir de onları yaşantılarında karşılaşacakları kötülüklerden koru… koru ki ayakları kaymasın, yolunda mücadele ederken zarar görmesinler.. görmesinler ki mücadelenin hakkını versinler.. ve o en zorlu günde, kimsenin kimseye fayda veremeyeceği günde en büyük ve tehlikeli kötülük olan cehennemden azat olsunlar.. Allah’ım işte bu büyük fazlı ve ikramı onların üstlerinden eksik etme.. onları her türlü kötülükten koru… diyerek dua ediyorlar.
İşte böyle sevgi ve merhamet besliyorlar tevbe edip yönelenlere… O kadar güzel ve latif ki, o kadar büyük bir sevgi göstergesi ve şeref takdimi ki insan hayrette kalıyor. Ya Rabbi bu nasıl birşeydir böyle.. nasıl bir şeref.. nasıl bir ikram…
Allahu Ekber!
Duanın bir başka yönü de iman kardeşlerimize dua etmemizi istemesidir.
Bu incelediğimiz ayetin bir benzeri olan “Sizleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için melekleri ile birlikte üzerinize rahmet ve bereket indiren O’dur ve O, müminlere çok merhametlidir” ayeti de Allah’ın iman edenleri karanlıklarda bırakmayıp nura ulaştırmak için salat ettiğini ve meleklerinin de bunu yaptığını anlatır.
Ve “Allah ve melekleri o Nebi’ye salat ve selam ederler, ey iman edenler siz de Ona tam bir teslimiyetle salat edin ve selam edin” ayetinde Allahu Teala razı olduğu ve uyguladığı bir fiili meleklerinin de yaptığını belirterek iman edenlere Kendisi ve melekleriyle beraber yaptığı fiili emredip tam bir teslimiyetle bunu yerine getirmelerini istiyor.
Ayrıca “…bilesiniz ki onun dostu ve yardımcısı Allah, Cebrail ve müminlerin iyileridir, ardından melekler de (ona) yardımcıdır.” ayetinde müminlerin iyilerinin Allahu Teala ve Cebrail aleyhisselam ile birlikte zikredilmesi ve daha sonra diğer meleklerin söylenmesi de müminlerin Allah ve melekleriyle beraber olması için, Allah neden razı ise, melekleri neyi yapıyorsa, onların da bunu yapmaları gerektiğini ve o safta yer alması gerektiği kanaatini oluşturuyor.
Bu ayetler beraber okunduğunda ey iman edenler Allah’ın ikramda bulunduğu ve meleklerinin dua ettiği gibi siz de dua edin o kardeşlerinize… Allah’tan ve meleklerinden ayrılmayın diyor bir anlamda! Nasıl ki o Nebiye (aleyhisselatu wesselama) salat ederken sizi de teşvik etti, size de emretti işte burda da Arştaki melekler dua ediyor o Nebi aleyhisselatu wesselamın izinde giden o tövbe edenlere, siz de geri kalmayın dua etmekten.. hani dedi ya Onun yardımcısı Allah, Cebrail ve müminlerin iyileri ve daha sonra meleklerdir.. işte gel bu safta ol.. o iyiler gibi yap… Onun yolunda giden, Onun izini takip eden mümin kardeşlerin için sen de dua et..
Dua et ki sevesin kardeşlerini… kalbindeki kini gideresin… kıskançlığı gideresin.. Dua et ki çekememezlik gitsin, kalbin temizlensin ve o kişiyi veya kişileri sevebilesin! Delil mi istiyorsun? Bak işte sana kalplere derman bi ayet daha; Allah’ım bizden önce gelen iman kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı kin bırakma… Ne güzel değil mi? Kalplerdeki kini silip süpüren ifadelerle, nasıl da bizi birbirimize bağlamış… nasıl da yek vücut yapmış…
Ayrıca, dua etmek, kardeşlerinle aranda görünmeyen bir ülfet oluşturur, Allah Resulü aleyhisselatu vesselamın daha doğduğu günden itibaren dediği “ümmeti ümmeti” bilincini sende oluşturur.. Seni de o yek vücuda (ümmete) dahil eder.
Evet biliyorum çok zor.. zordur dua etmek, çünkü sevmek zordur.. sevebilmek.. hele bir de sadece Allah için sevebilmek… Allah için seviyorum dediğin anda, o iddianı gerçekleştirmek için imtihana tabi tutulursun.. işte o zaman gerçekten hangi amaçla sevdiğin ortaya çıkar… ve biz çoğu zaman bu sınavlarda havlu atmayı tercih ediyoruz maalesef..
İşte bu dua bizlere karşılıksız sevebilmeyi öğretir bir anlamda… biri için arkasından onun ahireti ve iyiliği için dua edebiliyorsan, onu sevebiliyorsun demektir, hele bir de aranda sorun olan biri ise ve hala dua edebiliyorsan işte o zaman gerçekten Allah için sevmeye başlamışsın demektir.
Değerli kardeşlerim, bu dua müstecab olunmuş bir duadır, yani kabul olunan bir duadır. Şu ayete bakın; herşey bitmiş ve melekler, Arşın etrafındaki melekler, Aziz ve Hakim olan Allah’ın verdiği karar sonucu, o müminlerin cennete gitmeleriyle birlikte hamdlerini sunmaktadırlar, yine hamd ve tesbih ederek… İşte biz de bu duanın kapsamına girmek için çaba sarfetmeliyiz, kabul olunmuş bir duanın içinde yer almak için her türlü fırsatı değerlendirmeliyiz.
Gelin bu fırsatı değerlendirip biz de birbirimize dua edelim. Ne olursa olsun, kalplerimiz ne kadar zorlansa da zorlansın, iman edenlere, bu ümmete, görüp duyabildiğimiz tüm iman kardeşlerimize dua edelim, hayırlarını isteyelim. Kötü yolda olanlar için hidayet, iyi yolda olanlar için ihlas isteyelim. Ayaklarımızın Allah’ın yolunda olması ve o yolda sabit kalması için dua edelim birbirimize…
Bu ayetteki dua sonrası acayip bir ruh hali oluştu elhamdulillah. Daha önceden hep ayıpları gözüme gelen mümin kardeşlerim için dua etmeyi öğretti.
Allah yolunda birşeyler yapmaya çalışan kardeşlerimiz için o lain durmadan kalplerimize kin atarak onlara dilimizle veya en azından kalbimizle zarar vermeye itiyor bizi. Allah adına bir iş yapmaya çalışan birini gördüğümüzde ne güzel iman yolunda mücadele ediyor demek yerine yok şurada yanlış yapıyor yok burada yanlış yapıyor deyip deyip durmadan kusur arayıp o yolda enerjilerini törpülüyoruz. Halbuki ona destek olmamız ve teşvik edip ona enerji vermemiz gerekirken, o iman yolundaki enerjisini bizimle harcamasına ve belki 10 kişiyi düzelteceğine bizimle harcadığı enerjisi yüzünden kişi sayısının 8-9’a inmesine neden oluyoruz. Ve biz de Allah için iş yaptığımızı düşünerek, yapmış olduğumuz hatayı farketmiyoruz bile…
Halbuki kardeşlerimiz için dua edersek, fiziksel olarak yanlarında olamasak bile kalbimizle, desteğimizle, Allah o yardımı onlara ulaştıracak ve onları melekleriyle destekleyecektir.
Bir de şöyle düşünün; o Allah yolunda olan birisi, hata edip kusur işleyip o nurları, imkanları kaybederse, cenneti kazanamazsa bundan kim hoşnut olur, kim üzülür? o lain şeytan ve ona uyan azgın nefsimiz memnun olur. Allahu Teala, melekleri ve Resulü aleyhisselatu wesselam üzülür. Ama kazanırsa… işte o zaman Allah razı olur, melekler arşın etrafında zikir halkası yapar, Resulullah sallallahu aleyhi wesellem sevinir, müminler de Onun sevinmesiyle sevinir, o lain kahrolur ve azgın nefis söner gider…
Hadi gelin dua edelim birbirimize;
Allah’ım Senin yolunda mücadele eden mümin kardeşlerimizin ayaklarını kaydırma, ihlaslarını arttır.. onları sevindir, öyle sevindir ki sevinçlerini paylaşsalar tüm kainata yetecek şekilde sevindir… Lutfeyle Allah’ım, Senden vermekle birşey eksilmez fakat bizlere vereceğin en küçük hayra bile muhtacız! Senin rızana ve bizden kabul etmene öyle muhtacız ki Ya Rabbi, başka gidecek kapımız yok, başka güç ve kudret sahibi yok, başka ilah yok! Yalnız Sen varsın Ya Rabbi, ne olur bizden vazgeçme… ihlaslarımıza ihlas kat, güçlerimize güç kat… Weqihimusseyyiat! Ve onları kötülüklerden de koru, mümin kardeşlerimizi, yakınlarını ve sevdiklerini her türlü kötülüklerden koru Ya Rabbi, çünkü Sen dilemedikçe hiç bir güç dileyemez!
Ve bizleri Senden ve Resulünden ayırma, Ona sonsuz salat ve selam eyle Ya Rabbi, öyle tam, öyle güzel ve öyle bol salat ve selam et ki Senin razı olacağın şekilde, Onun razı olacağı şekilde ve bizlerden razı olacağın şekilde, salat ve selam adına eksik hiçbirşey kalmayacak şekilde salat ve selam eyle Ya Rabbi… şüphesiz Sen İşiten, Gören ve duaları çokça kabul edensin. Amin! 🤲
Bir kelimeden yola çıkarıp birçok ayetin ve hadisin birbirleriyle uyumunu gösteren Allah’a hamdolsun. O kadar güzel ve hoş ikramlarda bulunması, bizleri böyle güzel hikmetlerle buluşturması, meleklerini seferber ettiğini, görevlendirdiğini bildirmesi o kadar şerefli ve değerli ki.. anlatacak kelime bulamıyor insan. Sevgiyi, paylaşmayı, kardeşliği, birlikteliği, tevhidi, yardımlaşmayı bu bir ayette düşündürüp göstermesi paha biçilemez bir lütuf… İpin küçük bir ucundan tutup çekince arkasından neler neler geldi elhamdulillah…
Bu ayetin kıymetini ve verilen değeri/nimeti bir de şöyle düşünün; tertemiz kalbi olan 10 arkadaşın var ve onlar sabahtan başlayıp akşama kadar sana dua ediyorlar… yani bunu somut olarak düşünelim. İnsan temiz kalpli olduğunu düşündüğü 1 arkadaşından bile sadece 1 dua işittiğinde içi huzur ve ferahlıkla doluyor, sevildiğini ve o duanın kabul edildiğini ve kurtulduğunu düşünüyor. Burda ise Arş’taki melekler diyor. Dikkatinizi çekerim, melekler diyor.. hem de en yakın melekler… yani o hiç leke bulunmayan, günahtan arınmış varlıklar… Ve onlar gece gündüz durmadan Allah’ı zikrederken dua ediyorlar. Varlıkları temiz, kalpleri temiz, dilleri temiz… İşte böyle şerefli ve kıymetli varlıklardan dua alıyor o tövbe eden ve Allah’ın yolunda olan müminler.
Bu değeri anlatması, o Yüce Kitabında bizlere aktarması, o şerefli ve tertemiz varlıklardan bize sevgiyi öğretmesi, kardeşlerimize dua edebilmeyi öğretmesi, bizi kinden, kötülükten, bencillikten kurtarıp birbirimize karşı sevgi ve kardeşlik bağıyla bağlaması, Allah’ın burada sadece birkaçını sayabildiğimiz sonsuz ihsanlarındandır.
Allah’ım Sen bizleri ne kadar da çok seviyorsun… Sana ne kadar hamd etsek, Sana ne kadar şükretsek azdır ki, Sen kendi Zatını hamdettiğin gibi hamde layıksın!
Elhamdulillah sümme Elhamdulillah!